23 Kasım 2009 Pazartesi

Ven Ay Vaz e Lidıl Çayld #3


Daha köyümüz belediye değildi o zamanlar. Her akşam bir komşunun kapısında toplanılır muhabbet ederdi teyzeler. Biz de teyzelerin çocukları olarak hep eğlenecek bir şeyler bulurduk bir araya geldiğimizde. Ya pekmez kaynatırken ya fırında ekmek yaparken, ya da sadece muhabbet için toplanılırdı. Belediye olduğumuz sene (sanırım 1992) o canciğer komşuların sonradan görmeler gibi birbirilerine girdiğine tanık olduk arkadaşlarla. Hem de siyasetin hiçbir kenarıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlar birden sola, sağa kaymışlardı. REZİLLİK!... CAHİLLİK!.. Sene 2009 ve ben hala “köy” derim.


O zamanlar annem 2 haftada bir ya da duruma göre ayda bir giderdi çarşıya. Alışverişini yapar gelirdi. Bizde çarşı dönüşünü dört gözle beklerdik. Gelir gelmez de saldırırdık poşetlere. Annem 2 haftada ya da ayda bir gittiği çarşıdan sarelle getirirdi. Ekmeğe sürmelik. (on üzerinden on) Bitince de yıkayıp su bardağı olarak kullanılan kapları vardı. Tadından yenmez. Annemle babam çikolataya el sürmezdi, pek araları yoktu ya da biz öyle sanıyoruz. O çikolata her gün sofraya gelirdi ve ben ekmeğe o kadar ince bir kat atardım ki belli belirsiz bir çikolata tadı olurdu ekmeğin üzerinde. Sebebi de o çikolatayı bir sonraki çarşı gününe kadar yetirmeye çalışmamdı. Abimle, ablamın öyle bir sorunu yoktu, yani daldırırlardı bıçağı çikolataya.
Her gün sofrada sarelle vardı ama ben hiç o sarellenin tadına doyamadım. Hala o köy ekmeğiyle harmanlanmış az çikolata tadını çok iyi hatırlarım. Keşke daldırsaydım abimler gibi bıçağı çikolataya. Tadına doymuş olurdum şimdi.


Anladım ki mutluluğu bulduğunda yaşamak lazımmış. Sarelleye dibine kadar bandırmak lazımmış. Hazır bulmuşken tadını beynine kazımak lazımmış. Şimdi yediğim hiçbir çikolata o sarellenin tadını vermiyor. Vakti zamanında da ben o tadı kaçırdım. Kısacası mutluluğu çatır, çatır boşa harcadım.


Mutlu olmak için çabalamak yerine, mutluluk seni bulduğunda tadını çıkarmaya bak. Başınıza iyi bir şeyler gelmeye başladığında mutluluk zincirinin başlangıcı sanmayın, sadece yaşayın. Çünkü mutluluk o anda size verilmiş bir hediye, ertelemeyin uzatmaya çalışmayın. Yapmacık olmasın mutluluğunuz bulduğunuzda daldırın kaşığı sarelleye. Ahmet Altan ne güzel anlatmıştı bunları “İçimizde bir yer” kitabında.


NOT: Ne köyün eski tadı var ne sarellenin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder